Woodstock
Georgian stili bu alımlı kasaba, Oxford tarafından gelenler için Cotswolds’a açılan bir kapıdan farksız. Etkileyici mimarisi, bağımsız butikleri ve pub’larının yanı sıra, ünlü İngiliz devlet adamı Sir Winston Churchill'in dünyaya geldiği 18. yy yapısı Blenheim Sarayı da Woodstock’u ilgiye değer kılıyor.
-
MacDonald Bear Hotel
Vaktiyle atlı arabalarla gelen yolcuları ağırlayan 13. yy’dan kalma bir han olan mekân, günümüzde 54 odalı ve dört yıldızlı bir otel.
Burford
Windrush Nehri üzerindeki kemerli ortaçağ köprüsüyle güzel bir köy. Ana caddesinde antikacı ve hediyelik eşya dükkanları sıralanırken, daracık arka sokaklarında bahçeleri çiçeklerle dolup taşan kulübeler gizleniyor. Kasabanın önde gelen ailelerine ait enteresan anıt mezarlara sahip St John’s Kilisesi’ni ziyareti ihmal etmeyin. Bu arada vaktiyle ortaçağ tüccarlarının buluşma mekanı olan Tolsey Müzesi de 16. yy’dan kalma binasıyla ilgiye değer.
-
Bay Tree Hotel
Aile ve dostlar arasında samimi bir düğün için ideal romantik atmosfere sahip tarihi bir otel.
-
Burford Garden Company
Bitkiler, süs objeleri ve mobilya tasarımları ile ev ve bahçe dekorasyonunda eline kolay su dökülemeyecek bir mağaza.
Bibury
Bu küçük köy, tüm Cotswold’un en çok fotoğraflanan sokağı olan Arlington Row’a sahip. Sokak üzerindeki evler 1380’de yün deposu olarak inşa edilmiş, ancak 17. yy’dan itibaren konut olarak kullanılmaya başlanmış.
-
The Swan
22 odalı bu otel, öğle yemekleri için ideal bir de restorana sahip.
-
Bibury Trout Farm
Bölgeye özgü deniz alası yetiştirmek üzere kurulan bu doğa koruma rezervi, çocuklu aileler için ideal.
Bourton-on-the-Water
Windrush Nehri üzerindeki taş köprüleri nedeniyle “Cotswolds’un Venedik’i” olarak da anılan popüler bir köy. Her Ağustos ayının son Pazartesi günü, yerel futbol takımı maçlarını bu nehrin içimde yapıyor. Yanlış duymadınız; bu tuhaf ama eğlenceli gelenek tam yüz yıldır sürmekte! Köyün 1/9 ölçeğinde bir kopyası olan Model Village’ı ziyaret etmek de ilginizi çekebilir.
-
-
The Lamb Inn
Konfor, mükemmel yemekler ve kırsal dinginlik arayanlar için, Bourton on the Water yakınlarında bir cennet.
Stow-on-the-Wold
12. yy’dan kalma bu kasaba, tüm Cotswolds bölgesinin en yüksek rakımlı noktası. Bu nedenle her daim serin rüzgarlar ile çevre köylerin harika panoramalarını sunuyor. Yolların buluştuğu bir noktada kurulduğundan, burası vaktiyle bölgenin ana koyun pazarı durumundaymış. “Cotswolds’un Kalbi” lakabı da buradan geliyor. Antikacılar, kafeler ve pub’lar ile çevrili Market Square (Pazar Meydanı), hâlâ ambiyansını koruyor.
-
The Old Stocks Inn
Modern renkler ve kumaşlarka döşenmiş bu otel, Cotswolds otellerine hakim olan loş ve rüstik havadan oldukça uzak.
-
The Porch House
İngiltere’nin en eski hanı, 947’de hizmete açılmış. Şimdi ise hareketli bir bar ve restoranı da bulunan bir butik otel.
The Slaughters
Upper (Yukarı) ve Lower (Aşağı) Slaughter, sıkça film seti olarak da kullanılan, tablo güzelliğinde iki köy. Bourton-on-the-Water’dan keyifli bir yürüyüşle her ikisine de ulaşmak mümkün. The Old Mill at Lower Slaughter, el yapımı sabunlardan bakır ve deri aksesuarlara kadar pek çok sıra dışı parça satan güzel butiği ile ilgi çeken bir müze. Nehir kıyısındaki kafesi ise ev yapımı lezzetleri ve özdllikle de dondurmasıyla iyi bir mola yeri.
-
Lords of the Manor Hotel
Gloucestershire bölgesinin yegane Michelin yıldızlı otel restoranı burada. 8 hektarlık bakımlı bahçeleri bu tesisi özel kılıyor.
-
The Slaughters Manor House
Yetenekli bir şeften yerel lezzetler sunan bir restoran ile stilli odalar, bir 17. yy malikânesinin çatısı altında buluşmuş.
Kingham
Bu küçük köy, gurmeler için tam bir çekim merkezi. İki harikulade pub ile yakınlardaki Daylesford Organic Farm sayesinde tabii. Bu çiftlik arazisinde organik tarıma 30 yıl önce başlanmış. Günümüzde ise Daylesford; mandırası, yerel ürünler satan dükkânı, yemek okulu ve Bamford Haybarn adlı spa’sı ile büyük bir işletme.
-
The Kingham Plough
Şef Emily Watkins’den mükemmel yemekler sunan ve misafirler için 6 odası bulunan bu pub, Kingham’ı gezginlerin haritasına yerleştirmeyi başardı.
-
Wild Rabbit
Geleneksel İngiliz hanlarına modern bir yorum katan mekân; yemek, içmek ve uyumak için mükemmel bir yer.
Broadway
“Cotswolds’un Mücevheri” olarak da anılan bu kasaba, 16. yy’a ait bal rengi taştan kulübeleriyle meşhur. Antika meraklıları, High Street boyunca sıralanan dükkânlarda kendini kaybedebilir. 14. yy’dan bu yana otel olarak kullanılan The Lygon Arms, barı ve lounge’ları için ziyarete değer. Kasabayı ve etraftaki doğal peyzajı 312 metrelik bir tepeden seyreden The Broadway Tower ile etkileyici Hidcote ve Kiftsgate bahçeleri, Broadway çevresinde kaçırmamanız gerekenler.