Vietri Sul Mare
Amalfi Sahili'nin en büyük köyü, geçmişi 15. yy'a kadar uzanan ve İtalya ile dünyanın dört bir yanından sanatçıları buraya çekmeyi başarmış seramik geleneğiyle ünlü. Majolica adı verilen bu seramik çiniler, yerel evlerden 18. yy yapısı St. John the Baptist Kilisesi'ne kadar pek çok binanın yapımında da kullanılmış. Bölgedeki en eski üreticilerden biri olan Ceramica Artistica Solimene'nin fabrikası ziyarete değer.
Maiori
Reginna Maiori nehrinin denize döküldüğü noktada kurulu Maiori, sahildeki çoğu yerleşimden daha büyük. 1954'teki bir sel felaketinde yerle bir olan köy, sıfırdan yeniden inşa edilmiş. Yine de bazı tarihi yapıları duruyor: Amalfi Sahili'nin en eski gözlem kulesi olan ve günümüzde güzel bir restorana dönüşmüş 13. yy'dan kalma Torre Normanna gibi.
Ravello
Ünlü Fransız yazar Andre Gide'in bir zamanlar söylediği gibi, "Ravello denizden çok gökyüzüne yakın." Tüm sahilin en güel manzaralarından bazılarının burada olduğunu söylemek gerek. Alman besteci Wagner, 13. yy'dan kalma Villa Rufolo'nun bahçelerine hayran kalmış ve son operası "Parsifal"i burada tamamlamış. 1950'lerden bu yana her yaz düzenlenen Ravello Festivali, Villa Rufolo'nun bahçesine kurulan bir sahnede ve fütüristik mimarisiyle dikkat çeken Oscar Niemeyer Oditoryumu'nda klasik müzik ve caz konserlerini ağırlıyor. Wagner'in eserleri doğal olarak her festivalin merkezinde yer alıyor.
-
Belmond Hotel Caruso
Körfezin en ünlü oteli, bir 11. yy saray yavrusundan dönüştürülmüş. Bünyesindeki Belvedere Restaurant ise panoramik manzaralarıyla nefes kesici.
-
Hotel Palumbo
1875'ten bu yana otel olarak hizmet veren antik bir Roma villası.
-
Villa Cimbrone
Harika terasları olan 11. yy'dan kalma bir villada, son derece çekici bir butik otel ile Michelin yıldızlı bir restoran.
-
Palazzo Avino
Önceden Palazzo Sasso olarak anılan bu butik otelin serin terasında bir bardak martini olmazsa olmaz!
-
Villa Maria
Villa Maria Hotel'in restoranı, 1934'ten bu yana bir lezzet mabedi. Mekanda yemek kursları da veriliyor.
-
Museo del Corallo
Mercandan yapılmış mücevherler ve dekoratif eşyalardan oluşan koleksiyonuyla dikkat çeken küçük ama etkileyici bir özel müze.
Amalfi
Cenova, Venedik ve Pisa ile beraber Amalfi, ortaçağda Akdeniz ticaret yollarını kontrol eden dört eski denizci cumhuriyetten biriydi. Aralarındaki rekabet hâlâ, her yıl bu dört şehirden birinde düzenlenen kürek regattasıyla sembolik de olsa devam ediyor. Amalfi, 1930'larda İngiliz gezginler tarafından keşfedildikten sonra turistik bir yer haline geldi. 1300'lerde eski kenti denize süpüren bir depremden dolayı, şehirde o tarihten önceye ait çok az bina ayakta kalabilmiş. 4. Haçlı Seferleri sırasında İstanbul'dan getirilen St. Andrew'un kutsal emanetlerini barındıran 9. yy yapısı Amalfi Katedrali de onlardan biri. Amalfi aynı zamanda çok eskilerden beri kağıt yapım zanaatinin önemli merkezlerinden biri. Şehrin sırtlarındaki dağlarda gizli Valle dei Mullini vadisi, vaktiyle bir düzine kadar kağıt değirmenine ev sahipliği yapıyormuş. Keyifli bir yürüyüş yapmak ve bu asırlık geleneği yakından tanımak isteyenler buradaki Museo della Carta'yı (Kağıt Müzesi) veya vadide ayakta kalmış son kağıt üreticilerinden Amatruda'yı ziyaret edebilir. Amalfi aynı zamanda limoncello likörüyle ünlü. Bölgenin dev sulu limonlarından yapılan bu iksir, yemeklerden sonra dijestif olarak soğutulmuş seramik bardaklarda servis ediliyor.
-
-
-
Hotel Luna Convento
Manastırdan dönüştürülmüş otel, iki asırdır dünyanın dört bir yanından ünlüleri ağırlıyor.
-
La Caravella
Bir restoran, şarap mahzeni ve sanat galerisi, 1959'dan bu yana aynı çatı altında.
Praiano
Amalfi ile Positano arasında yer alan bu kasaba, İtalyanların kendilerine sakladığı sırlardan biri. Yerlisi gibi tadını çıkarmak için, sakinlerinin toplanıp dedikodu yaptığı San Gennaro ve San Luca kilise meydanlarına veya bazıları sadece tekneyle ulaşılabilen Marina di Praia veya La Gavitella gibi çakıllı küçük plajlara gidin.
Positano
Bu güneşli sahillerdeki köy ve kasabaların belki de en fotojenik olanı Positano, tacın en nadide mücevheri. Denizden dimdik yükselen tepelere tutunmuş evler, sokaklar ve merdivenlerden oluşan Positano'nun coğrafyası ve mimarisi benzersiz. En güzel manzaraları yakalamak için Sant'Angelo a Tre Pizzi'ye çıkın. Bölgenin en yüksek tepesi, bir tarafta Napoli Körfezi'ne, diğer tarafta ise Salerno Körfezi'ne uzanan inanılmaz bir panoramaya sahip.
-
Il San Pietro
Relais & Chateaux zincirine üye bu otel, Positano'nun en güzel panoramik manzaralarından bazılarını sunuyor.
-
Le Agavi
Dağlık bir burunda yer alan bu otel, özel iskelelerden denize girebildiğiniz plajına füniküler ile erişim sağlıyor.
-
-
Buca di Bacco
Hotel Buca di Bacco'nun restoranı, 1950'lerden bu yana kasabanın çekim merkezlerinden.
-
Chez Black 1949
Ev yapımı makarna ve denizkestanesine odaklanan bir menü ve deniz ürünlerinin en iyisi.
-
La Sponda
1950'lerden bu yana İtalya'nın en ilgi gören deniz kıyısı otellerinden olan efsanevi La Sirenuse'ün Michelin yıldızlı restoranı.
Sorrento
Positano'dan sonra dilerseniz rotanızı, yarımadanın kuzey kıyılarındaki Sorrento'ya kadar uzatabilirsiniz. Mükemmel ikliminden dolayı Sorrento, antik Roma zamanından beri sevilen bir tatil noktası. Burası aynı zamanda Odysseia destanında sirenlerin ülkesi olarak bahsedilen yer. Sorrento'nun mitolojiye de esin kaynağı olmuş muhteşem coğrafyasını keşfetmek için, civardaki "grotto" adı verilen deniz mağaralarına düzenlenen tekne turlarına katılabilirsiniz. Sorrento yolu üzerinde, altta bahsedilen noktalara uğramayı da ihmal etmeyin.
-
Don Alfonso 1890
Campania mutfağının canlanışına öncülük eden Michelin yıldızlı restoran, güzel bir otel bünyesinde konuk ağırlıyor.
-
Donna Sofia
Yemyeşil bahçeler içindeki bu karakteristik restoran, aktrist Sophia Lauren'den ilhamını alıyor.