Palermo
Sicilya'nın barok başkentinde, Arap ve Norman kültürlerinin yansımaları iç içe. Samimiyet ve mahalle hayatı devam ediyor. Sokaklarda çay içip sohbet eden yaşlılara hala rastlanıyor. Sevilla'dan Şam'a kadar uzanan portakal kuşağı üzerinde yer alan Palermo'da, adım başı portakal suyu sıkanlara rastlamak mümkün. Cornetti alla crema (limonlu krema soslu kruvasan), pane con la milza (ekmek arası sığır dalağı), caponata (domatesli, zeytinli bir tür patlıcan salatası), tatlı olarak ise granita di mandorle (bademli sorbe), torrone (ballı safranlı bademli nugat) ve tabii ki dondurma çeşitleri denenmeli! Şehirde görülecek yerlerin başında, Palazzo dei Normanni geliyor. Arapların Roma kalıntıları üzerine inşa ettiği bu sarayın mozaikleri bir harika! Dünyanın en eski tiyatro salonlarından biri olan ve inanılmaz bir akustiğe sahip Teatro Massimo, aynı zamanda Godfather 3 filminde Don Corleone'nin kızının merdivenlerinde vurulduğu yer. Tiyatronun oldukça sıkı bir gösterim programı var. Quatro Canti, şehrin simgesel yapılarından. Dört yolun kesiştiği yerde, her biri farklı bir mevsimi simgeleyen dört çeşmeden oluşan bu anıtsal barok yapının tepesinde İtalya'nın dört önemli kralının ve azizinin heykelleri yükseliyor. Bizans mozaikleriyle kaplı harikulade Capella Paletina ile Sicilya barok tarzının en süslü örneklerinden olan San Giuseppe dei Tantini ise şehrin dini mimari başyapıtları.
Monreale
Palermo'nun 15 km güneyinde Napoli Körfezi'ni seyreden şehir, Norman kralları tarafından inşa edilmiş Monreale Katedrali ile meşhur. Vatikan'daki Sistine Şapeli ile yarışacak güzellikte, UNESCO koruması altındaki 12. yy yapısı katedralin mozaikleri, Konstantinopolis'ten gelen ustalar tarafından 2200 kg saf altın kullanılarak yapılmış. Şehrin plaj tarafı olan Mondello ise hem turistlerin hem de halkın serinlediği turkuaz sularıyla meşhur.
Cefalu
Palermo'ya yarım saat uzaklıktaki bu turistik ortaçağ şehri, mimari şaheserler ile adanın en güzel plajlarından bazılarını buluşturuyor. Guiseppe Tornatore'nin meşhur filmi Cinema Paradiso'nun (Cennet Sineması) burada çekilmesine şaşmamalı.
Messina
Hayatının dokuz ayını Sicilya'da, özellikle de Messina şehrinde geçiren ünlü 18. yy ressamı Caravaggio'nun en önemli eserlerinden The Raising of Lazarus (Lazarus'un Dirilişi) ile Adoration of Shepherds (Çobanların Tapınması) , Regional Museum of Messina'da görülebilir. Volkanik Aeolian Adaları'na gitmek isteyenler de bu liman kentinden gemiye binebilir.
Taormina
Kökleri antik Yunan ve Roma'ya dayanan bu etkileyici şehir, 18. yy'da Avrupalı asilzadeler ve entellektüellerin kıtayı turlamaya çıktığı Grand Tour zamanlarında ilk kez keşfedilmiş ve o zamandan beri de turistik cazibesinden pek bir şey kaybetmemiş. Adanın en üst düzey otel ve restoranlarından bazıları burada. Etna yanardağını uzaktan seyreden şehrin M.Ö. 3. yy'a ait antik Yunan tiyatrosunda, yazın dolunaya karşı konser veya tiyatro izlemek ise bambaşka bir keyif. Taormina'nın diğer bir ünlü noktası ise Isola Bella. Şehrin plajlarının doğal bir uzantısı olan bu adacık vaktiyle bir şahsa aitken, yerel yönetim tarafından satın alınarak minik bir doğa rezervi olarak halka açılmış. Kayalık plajı, güneşlenmek isteyenler tarafından tercih ediliyor.
Katanya
Türk Hava Yolları'nın da uçuş noktaları arasında bulunan şehir, lav taşlarıyla inşa edilmiş eski bir yerleşim. Kilisesi ve ana meydanındaki uğur getirdiğine inanılan, şehrin simgesi fil heykeli görülmeye değer. Balık pazarını ziyaret edip içindeki tipik salaş lokantalarda yemek yemeden dönülmez. Etna yanardağı milli parkına olan turların çoğu da buradan düzenleniyor. Etna'yı ziyaret edecekseniz, sülfürlü toprakta yürüyüş esnasında ağzınıza eşarp bağlamalı ve yavaş yürümelisiniz; tabii ki rehber eşliğinde ve dağa saygı duyarak!
Siracusa
Catania'dan günübirlik turla gidebileceğiniz güzel noktalar arasında Siracusa şehri bulunuyor. Burada Apollon Tapınağı ile antik Yunan tiyatrosu görülmeli. Köprüyle geçilen minik Ortigia Adası ise Avrupa'nın en büyüklerinden olan katedrali ve önündeki üçgen meydanda dizili kafeleriyle iyi bir mola noktası. Siracusa şehrinin kuşatmalara dayanmasını sağlayan Arethusa Çeşmesi de burada. Bir pınarın oluşturduğu, papirüsler ve kuğularla dolu bu havuz, su perisi Arethusa'nın ilginç hikayesiyle pek çok yazara ve şaire ilham kaynağı olmuş mitolojik bir yer. Nehir tanrısı Alpheus'un elinden kurtulmak isteyen Aretheus, tanrıça Artemis tarafından burada bir su pınarına dönüştürülmüş.
Noto
UNESCO koruması altındaki "Val di Noto'nun Geç Barok Şehirleri" içinde en güzellerinden biri olan Noto, İspanyolların şehir planlamacılığı dehasının ürünü. Vaktiyle zenginlerin tepede, yoksulların aşağı mahallelerde yaşadığı şehrin en güzel panoramik manzaralarını, St. Carlo Kilisesi'nin 80 basamakla çıkılan tepesinden yakalayabilirsiniz. Çarpıcı barok mimarisiyle Villa Dorado da görülmeye değer.
Piazza Armerina
Sicilya'nın en çok turist çeken noktalarından olan bu tepe köyünü ziyaret için asıl neden, M.S. 4. yy'da güçlü bir Romalı aile tarafından yapılmış ve rengarenk mozaikleriyle ünlü Villa Romana del Casale. UNESCO koruması altındaki villanın, toplamda 3500 metrekareyi bulan taban mozaikleri, antik dünyadan günümüze en iyi korunabilmiş örnekler arasında.
Agrigento
Valle dei Templi (Tapınaklar Vadisi) olarak da bilinen arkeoloji parkı, Agrigento'yu ziyaret için yeterli neden. UNESCO koruması altında, çok sağlam şekilde günümüze gelebilmiş dor stili 7 antik Yunan tapınağından sözediyoruz. Hotel Villa Athena (altta), odaları ve havuz başından muhteşem tapınak manzaraları sunuyor. Agrigento bölgesi aynı zamanda, sahip olduğu üzüm bağlarıyla adanın gittikçe gelişen bir şarap üretim bölgesi.
Erice
Denizden 750 metre yükseklikten Trapani limanını seyreden, surlarla şehirde Pepoli ve Venus kaleleri gezilmeye değer. Yakınlarındaki Segesta kasabasında ise Atinalı mimarların yaptığı söylenen, dor stilinde yarım kalmış bir tiyatro sizi bekliyor.
Çevre Adalar
Minik volkanik adalarını görmeden Sicilya'dan ayrılmak olmaz! Aeolian, Egadi ve Pelagie Takımadaları'nın yanında, Pantelleria ve Ustica, Sicilya açıklarına serpiştirilmiş harikulade doğa parçaları. Napoli, Palermo veya Milazzo'dan ulaşılabilen Aeolian Adaları, kristal berraklığındaki suları ve volkanik yapısıyla ilgi çekici. Takımadaların en ünlülerinden olan Stromboli'nin sakince denize dökülen kesintisiz lav akışını izlemek için en iyi nokta, adanın siyah kumlu plajları. Öte yandan 60'lardan beri dünya jet set'inin ve yatçıların gözdesi olan Panarea Adası da görülmeye değer. Egadi arşipeline dahil olan Fevignana ve Levanzore adaları ise Trapani limanından rahatlıkla günübirlik de keşfedilebilir.