Bologna

Hardal sarısından tuğla kırmızısına uzanan renk paletiyle bu alımlı orta çağ şehri, Avrupa’nın en eski eğitim kurumlarından Bologna Üniversitesi sayesinde hareketli ve kendine özgü bir yer. Hikâye, M.Ö. 6. yy’da şehrin Etrüskler tarafından kurulduğu zamanlara kadar uzanıyor. M.Ö. 1. yüzyılda bu kez Romalılar sancağı devralmış ve Bologna, hareketli tekstil endüstrisi sayesinde, 13. yy’da sadece Paris’in yarışabileceği zengin bir metropol haline gelmiş. Bu altın çağın ve aristokrat aileler arasındaki rekabetin yadigarı ise Torre Assinelli ve Torre Garisenda adlı iki muhteşem kule. Bir zamanlar şehrin siluetini süsleyen 100 kadar kuleden geriye kalan bu iki örnek, tepeye çıkacak kadar azimli ziyaretçilere harika manzaralar vaat ediyor. Bologna'nın 12 anıtsal kapıdan geçilerek girilen tarihi şehri, Avrupa'dakilerin en büyüğü. Şehri gezmeye, panoramik manzaralar sunan Piazza San Francesca'dan başlayın ve pek çok yemyeşil parktan geçerek ineceğiniz Palazzo Re Enzo'da turunuzu sonlandırın. Bu arada gastronomi meraklılarına, parmesan peynirinin, mortadella sosislerinin ve Sangiovese şaraplarının doğum yerinin de Bologna olduğunu hatırlatalım. Şehirde tipik bir yemekte sofraya gelenlerin başında "tagliatelle al ragù" (spagetti Bolonez olarak da bilinir) ve "cotelette alla Bolognese" (Bolonez külbastı) bulunuyor. Şehrin gustosunu simgeleyen ürünlerin ve bu yemeklerin tadına, Via Pescherie Vecchie caddesi üzerindeki küçük gurme dükkanları ve restoranlarda varabilirsiniz.



© 2017 Pero Steps. Bütün hakları saklıdır.
Bu web sitesinin hiçbir bölümü herhangi bir başka yazılı veya elektronik ortamda kaynak gösterilse dahi kullanılamaz, çoğaltılamaz ve kopyalanamaz. Bu web sitesinden link verilen dış kaynakların içeriği ve fonksiyonelliğinden, site sahibi ve yöneticisi sorumlu tutulamaz.
Haber bülteni için üye olun.
İletişim: