Biarritz
Şehir, Ernest Hemingway’in romanından uyarlanan “Güneş de Doğar” (1957) filminden sonra tüm dünyadan sörfçüleri kendine çekmeye başlamış. 6 kilometrelik plajlarının yanı sıra, deniz suyu terapileriyle de tanınan şehrin hâlâ en simgesel binalarından biri, Hotel du Palais. III. Napolyon’un karısı Eugenie için yazlık villa olarak yaptırılan bina, “E” harfi şeklindeki sıra dışı mimarisiyle dikkat çekiyor. Endülüs kökenli olan Eugenie, çocukluğunda Biarritz’e yaptıkları seyahatleri hiç unutmamış. Mülk daha sonra satılarak, Avrupalı aristokratlar ile ünlüleri ağırlayan bir otel ve casino’ya dönüştürülmüş. Ziyaretiniz sırasında, panoramik manzaralar için deniz feneri ile Virgin’s Rock’ı (Bakire Meryem Kayası); yerel ürünler satın almak içinse üstü kapalı tarihi gıda pazarı Les Halles’i ziyaret etmeyi unutmayın.
-
Beaumanoir
Şehir merkezinin 2 km dışında 1 hektarlık huzurlu bir bahçe içinde yer alan, küçük lüks bir otel.
-
Hotel du Palais
Okyanus manzaralı spa’sı ve dikkate değer restoranlarıyla, I. Dünya Savaşı öncesi Belle Epoque (Güzel Çağ) stili bir saray.
-
-
-
Bistro 2 Genies
Rahat bir atmosferde kaliteli yerel ürünler sunan küçük bir restoran.
-
Chez Albert
Port des Pêcheurs (Balıkçılar Rıhtımı) üzerinde denize açılan hoş bir terasta konuk ağırlayan restoranın menüsünü, St Jean de Luz balık pazarından günlük gelen balıklar belirliyor.
-
L'Auberge Basque
Yetenekli şef Cédric Béchade’nin yerel ürünlerle (Banka alabalığı, Urruty çiftlik güvercini, Saint Jean de Luz palamudu) hazırladığı yemeklerin servis edildiği, şehrin birkaç km dışında harika bir han.
-
Les Rosiers
Her ikisi de şef olan bir çift tarafından işletilen, bir Michelin yıldızlı bir restoran.
-
Saint Jean de Luz
Bu liman şehri, 17. yy’da bölgeyi mesken tutmuş Bask korsanlarının beraberinde getirdiği ganimetlerle zenginleşmiş. Eski Kent bölümünde, bu altın çağa ait ahşap detaylı Bask evleri göreceksiniz. Yerel ürünler satın almak ve Église Saint-Jean-Baptiste kilisesini ziyaret etmek için Rue Gambetta caddesi boyunca gezintiye çıkın. Bu şık kilise, 1660 yılında tüm zamanların en gösterişli kraliyet düğünlerinden birine ev sahipliği yapmış ve Fransız kralı XIV. Louis ile İspanyol prensesi Maria Theresa burada evlenmiş. Bu ziyareti sırasında Fransız kralını ağırlayan Maison Louis XIV, şehrin en alımlı evlerinden biri ve asırlardır hâlâ aynı aileye ait.
-
-
Le Kaïku
Şehrin en eski binasını mesken tutmuş, çağdaş menüsüyle dikkat çeken bir Michelin yıldızlı bir restoran.
-
Maison Adam
En iyi Bask usulü pastalar ve makaronlar, 1660’ta kurulmuş bu pastanede.
Zarautz
Bu yazlık sayfiye kenti, 19. yy’da Avrupa aristokrasisinin gözdesiydi. Onların deniz kıyısında inşa ettirdiği saray yavrusu malikanelerin yerini artık modern apartmanlar almış olsa da 2,5 km’lik sahili ve sörf için ideal koşullarıyla Zarautz hâlâ cazip bir turizm merkezi. Her Eylül’de şehir Rip Curl Pro Surf Zarautz şampiyonasıyla şenleniyor.
-
Aiten-Etxe
Geleneksel Bask mutfağı sunan şık bir denizürünleri restoranı.
Getaria
San Sebastian’a 25 km mesafedeki bu küçük eski köy, modern limanı, gastronomik sürprizleri ve yemyeşil tepelere yayılan txakoli bağlarıyla ilgi çekiyor. Cristobal Balenciaga’nın da doğum yeri olan köyde, ünlü İspanyol moda tasarımcısına adanmış şaşırtıcı derecede şık bir müze de bulunuyor.
-
Asador Astillero
Txakoli şarabı ile güzel okyanus manzaralarının eşlik ettiği denizürünleri.
-
Itxas Etxe
Öğle yemeğinde köy sakinlerinin arasına karışmak için ideal, küçük bir restoran.
-
Kaia Kai-Pe
Harika denizürünleri sunan, limanı tepeden seyreden hoş bir restoran.
Mundaka
Bu küçük köy, 1960’larda tüm dünyadan sörfçüler tarafından keşfedildi ve gerçekten de çok özel bir yer: Avrupa’nın en uzun soldan kırılan dalgası burada; üstelik bu dalga kayalıklar veya mercanlar üzerinde değil, nehir ağzındaki bir kum bankı üzerinde kırıldığı için, en ideal sörf koşullarını sunuyor. Kuş gözlemi için Urdaibai Biosphere Reserve’in sulak alanlarını ve bir kilometrelik altın kumsalıyla Laida Beach’i ziyareti de ihmal etmeyin.
Arboleda
Valle de Trápaga-Trapagaran vadisindeki bu eski madenci kasabası, artık güzel bir doğa gezinti alanı. Bölge sakinleri buraya doğada bir gün geçirmek ve civardaki yerel gastronomik restoranlarda güzel lezzetler tatmak için geliyor. Kasabaya, Abra de Bilbao koyunun güzel manzaralarını sunan 1926 yapımı bir teleferikle çıkmak münkün.
-
Restaurant Leon XIII
Sucuk ve kurufasulye ile yapılan yerel lezzet “alubias con sacramentos” konusunda uzmanlaşmış geleneksel bir restoran.
Getxo
Bilbao’dan metroyla yarım saatte ulaşılan Getxo, Ria de Bilbao nehir ağzında kurulu capcanlı bir liman kenti. Eski Liman bölgesi Algorta, küçük balıkçı kulübeleri ve pintxos adı verilen tipik atıştırmalıklar sunan barlarıyla ziyaretçi çeken popüler bir mahalle. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki demirden 19. yy yapısı Vizcaya Köprüsü de bir diğer önemli cazibe noktası. Sanayi Devrimi’nin önemli mimari ikonlarından olan köprü, asılı bir gondol ile iki yaka arasında insan ve araç taşıyan ilk köprü aynı zamanda.