Garda Gölü
İtalyan Göller Bölgesi'nin gözbebeği, antik Romalılar zamanından beri popüler bir tatil destinasyonu. İtalya'nın en büyük gölü, bulunduğu bölgenin iklimini bile etkileyerek daha ılıman yapıyor. Gölün Alpler'le çevrelenmiş kuzey kesimi, sarp kayalıkların tepesinde kurulu köylerin sıralandığı ilginç bir sahil şeridine sahip. Sirmione ve Desenzano gibi sahil kasabaları ile Salò ve Gargnano gibi bozulmamış eski Venedik yerleşimleri, tarih ve su sporları meraklılarını cezbediyor. Gitmişken, göl çevresinde çok sayıda şarap üreticisi köy ve kasabaya uğrayan manzaralı Bardolino Şarap Rotası'nı da görebilirsiniz.
Verona
İyi korunmuş çok sayıda antik Roma ve ortaçağ yapısına sahip resim gibi bir şehirle karşı karşıyasınız. Ama şovun asıl başrol oyuncusu, her yaz bir opera festivaline ev sahipli yapan Roma Arena'sı. Nabucco, Aida, Tosca, Rigoletto ve Madame Butterfly gibi ünlü İtalyan operaları, burada orijinal sahne dekorlarıyla sahneleniyor. Verona'nın bir başka hazinesi ise Rönesans dönemine ait Giusti Sarayı ve Bahçeleri. 15. yy yapısı saray, Giusti ailesinin heykelleri ve antik yazıt koleksiyonunun sergilendiği etkileyici bahçelerle çevrili. Verona aynı zamanda "aşkın şehri" olarak da anılıyor. Sheakspeare'in ünlü "Romeo ve Jülyet" eseri, şehrin en önemli iki aristokrat ailesi Montague'ler ve Capulet'ler arasındaki rekabetten ilham almış. Kimse aşıkların gerçekten yaşayıp yaşamadığını bilmese de şehrin 13. yy'dan kalma evlerinden biri, Casa di Giulietta (Jülyet'in Evi) adlı bir müze olarak ziyarete açılmış. Müzeyi ziyaret ettikten sonra, Pasticceria de Rossi'de "Baci di Romeo e Giulietta" adlı çikolatalı tatlıyı denemeyi unutmayın. Şehrin bazı sıra dışı gastronomik gelenekleri de mevcut. Eşek etiyle yapılan ragu soslu makarna da onlardan biri ve tatmaya değer.
-
Byblos Art Hotel
Bu 15. yy villası, bir çağdaş sanat ve tasarım abidesine dönüştürülmüş.
-
Gabbia D'Oro
Şehrin alımlı tarihi apartmanlarından birinde, klasik tatta döşenmiş küçük bir otel.
-
Hotel Villa del Quar
Verona'ya sadece 5 km uzaklıkta, Arquade adlı tanınmış bir gurme restoranı da bulunan üst düzey bir otel.
-
Il Desco
Bir Rönesans sarayında servis edilen modern lezzetler.
-
Enoteca Segreta
İşini severek yapan bir grup genç şef tarafından işletilen, geniş bir şarap menüsüne sahip küçük bir restoran.
-
Signorvino
İtalya'nın dört bir yanında şubeleri bulunan bir şarap mağazası zinciri. Barlarında, sade bir menü eşliğinde %100 İtalyan şarapları sunuyorlar.
-
Vicenza
Burası, Rönesans üstadı Andrea Palladio’nun (1508-80) mimari dehasının meyvelerini verdiği şehir. Palladio’nun eserleri, klasik Roma mimarisinin detaylı bir incelemesine dayanıyordu ve tün dünyada “Paladyan” olarak bilinen bir mimari stile ilham kaynağı oldu. Palladio tarzını en iyi yansıtan 23 binanın yanı sıra, şehir surlarının dışında Veneto kırsalına dağılmış 24 villayı da barındıran Vicenza, günümüzde UNESCO Dünya Mirası olarak koruma altında. Palladio Müzesi, üstadın orijinal çizimlerini görmek ve eserlerini yakından tanımak için doğru adres. Bölgeden ayrılmadan en güzel eserlerinden bazılarını görmeyi ihmal etmeyin: Ölümünden hemen önce Vicenza’da tamamladığı Teatro Olympico, dünyanın dört bir yanında bugüne dek pek çok kopyası yapılan La Rotonda, Maser kasabasındaki Villa Barbaro ile Bagnolo köyündeki Villa Pisani Bonetti en önemlileri. Yakınlardaki şarap rotası Colli Berici’yi de kaçırmayın: Santuario di Monte Berico’dan başlayıp La Rotonda, Verona kırsalı ve Chiampo Vadisi’nden geçerek Vicenza’da son bulan harika bir rota.
-
G Boutique Hotel
Centro Storico’ya (Eski Kent) sadece 150 metre mesafede, yakın zamanda restore edilmiş küçük güzel bir otel.
-
Villa Michalengelo
Berici Tepeleri’nin nefis manzarasını seyreden, Paladyan stili harika bir kır evi.
-
-
Julien Restaurant
Genç ve şık bir müşteri kitlesini bir araya getiren küçük ve şirin bir restoran.
Padova
Galileo Galilei’nin de vaktiyle ders verdiği ve dünyanın en eski botanik bahçesine ev sahipliği yapan 800 yıllık Padova Üniversitesi sayesinde bu şehir tarih boyunca gerçek bir kültür merkezi oldu. Mimar Palladio, Padova doğumlu. Piyano, Bartolomeo Cristofori tarafından 17. yy’da burada icat edildi! Ünlü heykeltraş Antonio Canova, eserlerinin çoğunu burada verdi. Çağının etkili isimleri için yaptığı heykellerinin önemli bölümünü görebileceğiniz Museo Canova, küçük ve hoş bir müze. Günümüzde Padova İtalya’nın en zengin sanayi şehirlerinden biri olmasına rağmen, 11 kilometrelik surlarla çevrili tarihi merkezi hâlâ çok iyi durumda. Kentin tam kalbinde ise heykeller ve havuzlarla süslü eliptik formuyla dikkat çeken, Avrupa’nın en büyük meydanı Prato Della Valle yer alıyor.
-
Le Camp Resort & Spa
Padova merkezindeki bir şehir malikanesinde, spa imkanları da sunan güzel bir otel.
-
Antico Brolo
Catering konusunda uzman bir aile tarafından işletilen restoran, 1984’ten beri Padova’nın en şık yeme içme mekânlarından.
-
Cafe Pedrocchi
1831’den beri şık bir binada şehrin en popüler sosyalleşme mekanlarından biri olarak hizmet veren bir kafe, pastane ve restoran. Nane aromalı krema ile servis edilen kahvelerini deneyin.
-
Bassano del Grappa
Bu küçük ve sakin kasaba, İtalyanların ünlü dijestif içkisi grappa’nın doğum yeri. Aynı zamanda Brenta Nehri üzerindeki Ponte degli Alpini adlı ortaçağdan kalma ahşap köprüsüyle meşhur. Köprü 1570’te Andrea Palladio tarafından restore edilmiş; 18. yy’da ise yeni baştan yapılmış. Grappa yapımını öğrenmek için yerel grappa üreticisi Poli’yi ziyaret edebilir, minik müzelerini gezdikten sonra grappa çeşitlerini tadabilirsiniz. Nehrin çevresindeki bölge, aynı zamanda İtalya’nın en az bulunur lezzetlerinden beyaz kuşkonmaz yetiştirmek için de son derece elverişli. Ernest Hemingway’in ünlü kitabı “Silahlara Veda”, yazarın I. Dünya Savaşı’nda ambulans şoförlüğü yaparken İtalyan ve Avusturya-Macaristan askerleri arasında Monte Grappa dağında yaşanan son kanlı çarpışmalara tanık olduğu Bassano’da geçiyor. Bugün Monte Grappa’nın zirvesi yakınlarında, dünyanın en büyük anıt mezarlarından biri olan Sacrario Militare del Monte Grappa yükseliyor.
Asolo
Dolomitler’in eteklerindeki Asolo, İtalya’nın ortaçağdan kalma en güzel tepe kasabalarından biri. Kafeler ve romantik manzaralar ile dolu kasaba, Amerikalı yazar Ernest Hemingway ile son eserine “Asolando” adını veren İngiliz şair Robert Browning’in de aralarında bulunduğu çok sayıda edebiyat karakterini ağırlamış.
-
Hotel Albergo al Sole
Ortaçağ kasabası Asolo’nun merkezinde beş yıldızlı bir otel. Konaklama veya teras restoranında bir öğle yemeği için mükemmel seçim.
Treviso
Ortaçağdan kalma surları ve kapıları, Rönesans meydanları ve sarayları, sevimli kanallafı ve değirmenleriyle Treviso, Venedik’ten sadece 40 dakika uzakta iyi saklanmış bir sırdan farksız. Tekstil devi Benetton’un da genel merkezi burada. Treviso’nun etrafındaki kırsal bölge, prosecco bağlarıyla biliniyor. La Strada del Prosecco’yu (Prosecco Yolu) keşfetmek isteyenler için en iyi merkez üssü, Treviso’ya 35 km mesafedeki Follina köyü.
Riviera del Brenta
Brenta Nehri kıyıları gerçek bir tarih, kültür ve sanat zenginliğine kaynaklık ediyor. 16. yy’da, nehrin Padova’dan Venedik Lagün’üne kadar uzanan 36 km’lik bölümü bir kanal olarak yeniden düzenlenmiş. Venedik’in soylu aileleri ise Palladio ve Preti gibi büyük mimarlara, bu kanal kıyısında inanılmaz gösterişli yazlık villalar inşa ettirmişler. Bugün üslü aristokrat villalarını, saraylarını ve bahçelerini ziyaret etmek için kanal boyunca tekne turlarına katılabiliyorsunuz. Vadiyi otomobille keşfe çıkarak, bu arada Stra ve Mira kasabalarında Villa Pisani ile Villa Valmarana’yı ziyaret etmek de mümkün.
-
I Molini del Dolo
Dolo kasabasında, kanal kıyısında tarihi bir değirmende konuk ağırlayan sevimli bir restoran ve şarap barı.